Microsoft Azure ile Bulutlara Yolculuk I: Yürütme Modelleri

Son birkaç yıldır, herkesin dilinde bir bulut bilişimdir gidiyor. Peki, nedir acaba bu bulut bilişim? Neyi hedefliyor ve bilişim dünyasına gerçekten ne kazandıracak? Belki de en önemlisi, biz yazılımcılara nasıl bir hayat vadediyor bulut?

Arkanıza yaslanın ve bulut bilişime ilk adımlarınızı atın.

Çok kısa bir giriş yapmak gerekirse; bulut bilişimin ardındaki temel fikir, “kullandığın kadar öde” modelidir. 90’lı yıllarda Internet furyasının patlamasıyla çok daha hızlanan bilişim sektörü, modern iş dünyasına bilgisayarlar arası veri transferlerini kazandırarak olağanüstü bir değişim yarattı. Temel olarak, sunucu-istemci arasında yapılan veri alış verişiyle başladı her şey. Ancak zamanla, işler çığırından çıkmaya başladı. Daha güçlü donanıma sahip sunucular, spesifik olarak kullanılması gereken bazı yazılımlar, RAM ‘ler hard disk özellikleri, bir yığın kablo üstelik bir de bunların alternatifleri. Hangisini tercih edeceğine uzun süre karar veremeyen IT yöneticileri. Ama kâbus yeni başlıyor. Gittikçe hızlanan bir teknoloji, yeni işletim sistemleri, daha fazla alternatifin oluşması, veri yedekleme üniteleri ve sürekli yeniden geliştirme süreçleri. Yıldan yıla artan lisans ücretleri. Binlerce uzmanlık alanına rağmen, neredeyse hiç kapanmayacak yetişmiş uzman açığı… Sonuç? İnanılmaz bir para ve kaynak harcaması. Sadece 2012 yılında toplam harcamanın 3,6 Trilyon $’ı bulacağı hesaplanıyor (kaynak: Gartner). Bir de ilk sunucunun yayına alındığı 1990 yılından bugüne yapılan harcamaları düşünün dilerseniz… (Bu parayla kaç stadyumun dolacağını hesaplayarak zaman kaybetmeyin..:P)

Bu kadar kaynağı tüketen bir sektörün, genel olarak ekonomik krizlerin parametrelerinden biri olması çok normal öyle değil mi? İşte şimdi, şöyle bir model düşünün; bilişim devleri olan firmalar kendi data center’larını oluşturacaklar, bu sunucular en güncel işletim sistemleri ile yönetilecek. Müşteri, şirketine bir sunucu satın almaktansa, örneğin Microsoft’un data center’ından bir sunucu kiralayacak ve yalnızca ihtiyaç duyduğu kadarını kullanıp ona göre bir para ödeyecek. Hatta bu ödemeleri saatlik/günlük dilimler üzerinden hesaplayabilecek. İşte bulut fikrinin nasıl oluştuğunu şimdi biliyorsunuz. Daha az kaynak tüketen bir bilişim sektörü, daha çok ürün geliştiren bir sektör olacaktır ki işte bu tam da bizim konumuza girmektedir. Şimdi dilerseniz biraz teknik ayrıntılara inelim.

Yukarıda açıkladığım temel fikir olan “kullandığın kadar öde” modeli, bilişim şirketlerinin birçok ihtiyacını karşılamak üzere kuruldu. Dolayısıyla, bugün dünyanın bilişim devleri (Microsoft, Google, IBM vs.) kendi bulut bilişim çözümlerini geliştirerek bu hizmeti veriyorlar. İşte Microsoft Azure platformu da bu ürünlerden biri. Müşterilere sunulan bulut bilişim hizmetini, üç ana başlık altında incelememiz mümkün.

Altyapı Hizmeti (IaaS – Infrastructure as a Service)

Bu yaklaşımda, bulut bilişim ürünü, geliştirilecek proje için altyapı hizmeti verir. Donanımsal veya yazılımsal ihtiyaçlarına ise müşteri karar verir. Basitçe anlatmak gerekirse, üreticinin data center’ında bulunan bir ya da daha fazla sanal makine (virtual machine) kiralarsınız. Bu sanal makinelerin RAM, Hard Disk boyutu gibi özelliklerine ve elbette işletim sistemine siz karar verirsiniz. Bu yaklaşımın belki de en faydalı tarafı, ödemelerin saatlik olarak yapılabilmesidir. Burada bir noktayı kalın harflerle belirtmekte fayda var; bulut bilişimde IaaS yaklaşımını kullandığınızda, işletim sisteminden, ihtiyaç duyduğunuz servislerin düzgün yapılandırılmasına kadar her şeyden siz sorumlusunuz. “Peki anladık ama IaaS’ı neden kullanayım ki” diye sorabilirsiniz. O zaman size birkaç örnek verip, IaaS hizmetinin iyi bir seçenek olabileceği konusunda ikna etmeliyim. Bu hizmeti, pahalı olmayan ve kullandıktan sonra kapatabileceğiniz bir geliştirme ve test ortamı olarak kullanabilirsiniz. İstediğiniz dil ve kütüphanelerle uygulamalar geliştirebilirsiniz. Hatta şirket içi ihtiyaçlarınız için, bu hizmetten faydalanabilirsiniz. Bu sayede fiziksel donanım masraflarınız en aza düşebilir.

Platform Hizmeti (PaaS – Platform as a Service)

Altyapı gereksinimlerini yapılandırmak zorunda kalmadan uygulamalarınızı yayımlayabileceğiniz bir platform kiralamak isterseniz bu hizmetten yararlanabilirsiniz. Yani bu tam bir yazılımcı işi! Siz sadece uygulamanızı geliştirin ve Azure üzerinde yayımlayın! IP yapılandırması, disk yönetimi, işletim sistemi detaylarını Microsoft sizin için yönetsin! Aslında bu bulut bilişim yaklaşımı, bildiğimiz hosting kavramına çok benziyor. Elbette onun biraz daha gelişmiş hali. Mesela; diyelim ki bir web uygulamasını Azure platformu üzerinde yayımlıyorsunuz. Bir süre sonra uygulamanız, tahmin ettiğinizden daha fazla ziyaretçi çekmeye başlıyor. Bu durumda, Microsoft Windows Azure, sizin için gerekli ayarlamaları yaparak uygulama performansını arttırabilir.

Tüm samimiyetimle belirtmeliyim ki Azure’un ve bulut bilişim sisteminin en beğendiğim hizmet yaklaşımı bu.

Yazılım Hizmeti (SaaS – Solution as a Service)

Bu son bulut bilişim yaklaşımında ise, üretici tarafından sağlanan bir uygulamayı bulutta kullanmak için hizmet kiralarsınız. Şirket içinde kullanacağınız bir Microsoft destekli yazılımı, Azure üzerinde tutabilirsiniz. Tabii ki bazı kısıtlamaları vardır. Mesela, yönetimsel işlemleri yalnızca Azure’un sağlamış olduğu bir arayüz üzerinden yaptığınız için, tam hakimiyet kazanamazsınız. Ayrıca canınızın istediği uygulamayı azure üzerine atma şansınız da pek yoktur.

Örnek vermek gerekirse, şirketinizin dokuman yönetim sistemi ihtiyacınızı SharePoint ile karşılamaya karar verdiyseniz; bu hizmeti Azure üzerinden alarak, birçok konuda maliyeti düşürebilirsiniz.

Tüm bu anlattıklarımızı bir resim ile özetleyelim:

 

Yukarıdaki şekilde koyu renkli kısımlar, sizin sorumlu olduğunuz alanları diğerleri ise Azure’un yöettiği alanları temsil eder.

Bu yazımızda, Bulut bilişim konusuna çok temel seviyede bir giriş yapmış bulunuyoruz. Devamında görüşmek dileğiyle

4 thoughts on “Microsoft Azure ile Bulutlara Yolculuk I: Yürütme Modelleri

  1. Yakın zamanda faydasını dahada iyi anlayacağımızı düşündüğüm bir servis. Muhakkak büyük getiriler ve büyük tasarruf sağlayacaktır. Elinize sağlık hocam.

Leave a Reply